DSP Genel Başkan Yardımcısı Küçükkapdan “ Terzi önce kendi söküğünü dikmeli” dedi!
Yapılan araştırmalarda belediyelerdeki çalışma sistemi ve yandaş firmaların ön planda olması diğer firmaların ise 3. sınıf insan muamelesi görmesini dile getirdi.
Siyasi olarak birbirini eleştirenler,Tencere dibin kara seninki benden kara…Terzi önce kendi söküğünü dikmeli.
Hergün nerede ise hak hukuk adalet eşitlikten ve şeffaflıkdan bahsederek Savcı,Hakimleri göreve davet eden İktidarı eleştiren Muhalefet haklı olmak için önce kendi yerel belediye başkanlarına hak hukuk adalet eşitlik ve şeffaflık duygularını aşılamalı.
Belediyeler kendine yakın firmalara ‘duygusal’ kararlarla gününden önce ödeme yapmakta ancak bazı firmaları aylarca mağdur etmektedir. Belediyelerin başvurduğu ilk hukuk oyunu Belediye Kanunu’nun 15. Maddesi’ni istismar etmek oluyor. Bu maddede yer alan “…kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez” ibaresini kalkan olarak kullanan belediyeler, bankalarda ‘kamu yararına hesaplar açarak’ bu gelirleri buraya aktarılıyor. Haciz işlemi uygulanmasın diye belediyelerin diğer gelirleri de bu hesaplara aktarılıyor.
Alacakların icra yolu ile tahsiline de ‘kamu yararına hesap’ ve ‘personel maaş hesabı’ gibi aldatmacalarla engel oluyor. ‘Duygusal’ kararlarla sadece kendine yakın işadamlarına ödeme yapan belediyelere, icra daireleri de alet oluyor, bankalar ise ikilemde kalıyor. Kanun yanlış yorumlandığı için İller Bankası’ndan aktarılan kaynağa da haciz koyduramadığı için hak edişlerini aylarca alamayan firmalar, yasal düzenleme bekliyor.
İçtihatlara göre “resim, harç ve vergi gelirleri” dışındaki kaynaklar aktarıldığında hesap ‘kamu yararına hesap’ olmaktan çıkarak ‘karma hesaba’ dönüşüyor. Böylece hesap haciz işlemi uygulanabilir hale geliyor. Ancak bu aşamada da icra daireleri istismara alet oluyor. Bazı icra daireleri hesapların hukuki olarak ‘kamu yararına hesap’ olup olmadığını bakmadan haciz işlemlerini geri çeviriyor.
Bankalar ise hesaplara haciz koyup koymama korusunda ikilemde kalıyor. Ayrıca hukukçular, bu maddenin yanlış yorumlandığını ifade ediyor. Hukukçulara göre vergi, harç ve resim gelirleri tahsil edilip belediye hesaplarına intibak ettikten sonra, haciz işlemi uygulanması için bir engel bulunmuyor. İlgili kanun maddesi harç ve vergi gelirinin belediye kasasına girmeden önce haczine engel olurken, bu gelirlerin belediye kasasına girmesinden sonra haczine engel olan bir yasal düzenleme bulunmamasına rağmen, bazı belediyeler bu düzenlemeyi kötü niyetli olarak istismar ediyor.
Bu maddenin yanlış yorumla uygulanmasından dolayı kendi kasasından milyonlarca lira harcayarak kamu hizmeti veren firmalar, alacaklarını aylarca tahsil edemiyor. Örneğin Hatay Büyükşehir Belediyesi, Adana Büyükşehir Belediyesi 12 aydır alacaklarını tahsil edemeyen firmalar var. Görevini kötüye kullanan belediye başkanları, gelirleri de kanunsuz olarak oluşturduğu kamu yararına hesapta tutarak firmaları mağdur ediyor.
Mevzuatın bu şekilde yanlış yorumlanması adeta belediyelere sınırsız bir görevi kötüye kullanma yetkisi veriyor. Bazı belediyeler 5 başkan da değişse borcunu ödemeyebiliyor. Ayrıca borçlar zamanında ödenmediği için icra dairesi ve şirketlere ödenen gecikme faizleri katlanıyor. Belediyeler milyonlarca liralık faiz külfeti ile karşı karşıya kalıyor.
Parası olduğu halde borcunu ödemeye yanaşmayan belediyelerin diğer istismarı ise personel maaşları üzerinden yapılıyor. Hukuken bir engel olmasa da, icra daireleri personel maaşlarına haciz işlemi koyma işlemini tercih etmiyor. Belediyeler de bu durumu fırsata çevirerek gelirlerini personel maaş hesaplarına yatırıyor. Örneğin aylık 3 milyon lira maaş gideri olan bir belediyenin ‘personel maaş hesabında’ 30 milyon lira olsa da icra işlemi uygulanmıyor. Firmalar da ‘işçi maaşlarına bile haciz koydular’ gibi bir toplumsal linçe maruz kalmamak için icra konusunda fazla ısrarcı olamıyorlar.
Atalarımızın dediği gibi tencere dibin kara seninki benden kara terzi olarak önce kendi söküğünü dikmekten başla.
Demokratik Sol Parti
Genel Başkan Yardımcısı
Emrah KÜÇÜKKAPDAN